Lise son sınıfta, ailem beni teyzemlerin oturduğu Kuşadası’na 2 haftalık tatile gönderdi. Teyzemin oğlu Ertan kocaman ve yakışıklıdır. Ha bu arada, ben de 18 yaışında, 1.68 boyunda, hakiki sarışın, düz saçlı 92-58-89 miktarlarında sexy bir kızım. Ailem zengin olduğundan parasal meselem yok.
Teyzem ve eniştemin işleri Kuşadasında olduğundan onlar her sabah 07:30’da konuttan çıkıp 19.00’da geri geliyorlardı. Biz de Ertan’la tam gün birlikte süre geçiriyorduk. Onun bana alakası olduğunu seziyordum. Tam gün çevremdeydi, dostlarını dahi aramıyordu artık. Sütyen giymediğim için, her hareketimde sallanan memelerimi izliyordu. Herzaman üzerime ince askılı bir tişört giyer öyle gezerdim.
Tatile yeni girmiştik ve Kuşadası’na Salı günü gelmiştim. En çok Ertan coşmuştu benim gelmeme. Beni garajdan aldığında, sanki kırk sene görüşmemişiz gibi sarılmıştı bana. Sonra teyzemin ve eniştemin iş yerlerine uğradık. Öğlen onlarla yemek yedik, sonra onlar tekerrür işe dönmüştü. Ertan’a, “Hadi beni dolaştır.” dedim. O gün akşama kadar dolaştık. Akşam hep birlikte konutta oturduk sohbet ettik.
Ertesi gün 10:00 gibi uyandığımda odamın kapısı hafif sarihti. Alt salona indim, Ertan’dan başka kimse yoktu konutta. Beni gözetlemişti herhalde, içim bir güzel olmuştu. Onun beni röntgenlediği görüşü elimde olmadan amımı sulandırmıştı. Beraber yaptığımız kahvaltıdan sonra Ertan’a, “Bugün Bayanlar plajı’na gidelim.” dedim, “Tamam.” dedi. Odama çıktım, dolaptan mayolarımı çıkardım. O sırada Ertan da yukarıya çıkmıştı. Onu çağırıp, “Sence hangisini giyeyim?” dedim. “Öğrenmem.” dedi. İpli bikiniyi seçip, “Bunu yeni aldım ama daha sınamadım. Dur bir deneyeyim bakalım beğenecekmisin!” diyerek, kapı arda geçtim ve soyunup giydim. Giyinince benim jeton düştü, Ertan karşıdaki makyaj masasının aynasından beni görmüştü. Bozuntuya vermeden, “Nasıl oldu?” dedim. Ertan’ın boğazından, “İyi.” sözcüğü güçle çıktı. Sonra o da giyindi, plaj çantamızı alıp taksiye binip plaja gittik.
Kendimize kalabalığın artta yer bulduk, şemsiye ve şezlongların parasını verdik, plaj elbiselerimizi çıkarıp uzandık. Hafta içi olduğundan çalışanlar haricinde yerli yoktu, herkes yabancıydı. Bayanların çoğu üstsüzdü. “Bunlar ne özgür böyle, yarıçıplak gezebiliyorlar!” dedim. Ertan, “Sen de böyle gezermisin?” dedi. “Tabi dolaşırım, bizimkilerin fobisi olmasa daha neler yapardım!” dedim. Ertan’a dönüp, “Sen bizimkilerine söylermisin, mesela üstsüz denize girsem?” dedim, yanıt vermedi. “Demek söylersin!” dedim. “Şey, hayır… Sen ciddi misin?” diye sordu. Yanıt olarak bikinimin boynumdaki ipini çözdüm ve ona döndüm. Bikininin iplerini usulca indirerek, “Söylermisin?” dedim. Göğüslerime bakıyordu, “Hayır kimseye söylemem!” dedi. O an sırtımdaki düğümü de açıp bikinimin üstünü çıkardım ve başucuma koydum.
Ertan’ın gözleri memelerime takılmıştı. “Hoş değiller mi?” dedim. Kafasını sallayıp, “Çok hoşlar!” dedi, tebessümdüm. “Hadi denize girelim!” dedim. Denize doğru yürümeye başladık. Memelerim sallanarak denize girdim. Yüzerek azıcık açıldık. Sonra ayakta durup dinlendik. Ertan’a su atmaya başladım, o da bana atıyordu, üzerindeki gerginlik kalkmıştı. Su atarak bana yanaşıyordu, ben de karşılık veriyordum. Sonra üzerimi sıçradı, denizde kaybolduk. Her yer köpürmüştü. Sonra beni belimden tutarak kaldırdı. Can havliyle boynuna sarılmıştım. Azıcık da su yutmuştum, “Az kalsın boğuluyordum!” dediğimde belime sarılıp beni kucaklamıştı. Azıcık sonra tekerrür yüzüp oynaştık ve denizden çıktık. Havlumu uzatıp, “Heyete beni!” dedim. Tam bedenimi silip kuruladı.
Denizde çok kalmıştık, saat 16:00 olmuştu, “Hadi eve gidelim.” dedim. Yarım saat sonra konuttaydık. “Ben duşa gireceğim.” diyerek üzerimdeki bluzu çıkardım, yeniden üstsüzdüm. Banyoya doğru yürüdüm. Ertan arkamdan gelip, şofbeni nasıl yakacağımı gösterdi. “Tamam.” dedim ve külotumun bir düğümünü çözmüştüm ki, Ertan’ın gitmediğini gördüm. “Kalacakmısın? Soyunacağım…” dedim. “Evet, seni izleyeceğim.” dedi. “Manyak!” dedim ve külotumu da çıkardım, duşu açıp yıkanmaya başladım. Ertan gitmemişti ve karşımda dikiliyordu. Durup, “Ne var? Gitsene!” diye bağırdım. O ise süratle duşa girip bana sarıldı ve öpmeye başladı…
Onun bu hareketine evvel donakaldıysam da karşılık vermeye başladım ve sevişmeye başladık. Sonra onunda şortunu çıkardım ve önüne çömeldim. Suyla ıslanan uzun kıllarının arasından taş gibi olan yarağını ağzıma alıp yalamaya başladım. Duşun altında iştahla emiyordum. 10 dakika sonra ağzıma boşaldı ve ben döllerininin hepsini yuttum…
Boşalmıştı ama yarağı henüz inmemişti. Beni ayağa kaldırıp domalttı ve yarağını götüme sokmaya başladı. Hem götümü sikiyor, hemde “Amcık ağızlı, orospu, fahişe…” diye inliyordu. Bir müddet daha gidip geldikten sonra, yarağını son bir kere daha götümün ta dibine kadar sokarak, içime boşaldı. Sonra, “Ben işeyecem, tuvalete gitmem gerekli.” diyerek yarrağını götümden çıkarttı. Ona, “Burda işe!” deyince, küvete şarıl şarıl işemeye başladı. Yarağını yakaladım, önünde diz çöktüm ve onu ben işettirmeye başladım. Arada bir üzerimi yakalıyor, kendi bedenime işettiriyordum. Bu onu daha da azdırmıştı. Yarağını elimden alıp, tamamen üzerime işedi ve tamamladı. Beraber arınıldık, kurulandık ve giyinip salona indik. Son bir kere öpüştük ve uslu uslu teyzemle eniştemin eve dönmesini bekledik…
Tatilim beklediğimden daha heyecanlı başlamıştı. O gece yatağa uyuyup gözlerimi kapadığımda, tatilim bitene kadar kimbilir daha ne heyecanlar yaşayacagımı düşünerek uykuya daldım…