işsiz eforsuz bir delikanlıydım. Daha doğrusu, kendime göre bir iş bulamadığım için, çalışmıyordum. Her süre nakit problemi yaşardım. para meselemi halletmek için devreye üvey annemi sokardım. O da bir şekilde babamı ikna edip, aldığı parayı bana veriyordu. Kısacası baba parası yiyordum. üvey annemin bir de kızı vardı, Serpil isminde. Serpil birkaç aylık nışanlıydı ve yakında evlenip gidecekti. Bir markette kasiyerlik yapıyordu. Nişanlı bulunduğu için, aldığı paradan bana metelik bile koklatmıyordu. Beyaz eşya aldığından onların taksitlerini ödüyordu. Kısacası, çeyiz düzmekle uğraşıyordu.
Serpil’in nişanlısı Ferit isminde, kendini hoşlanmış, gıcık biriydi. Bize geldiği zamanlar Serpil’den başkasını gözü görmezdi. Saatlarce bizde kalır, Serpil’in odasından çıkmazdı. Bu hale karşı çıktığım halde beni ciddiye dahi almazlardı. Serpil haftalık iznini onunla beraber geçirirken, eve akşam geç saatlerde dönerdi. Aralarında sekiz ıslak vardı. Ferit’in babası inşaatçı olduğundan kendisi de onunla takılırdı. Kendisi çalışmadığı halde babası desteğiyle yönet ediyordu. Son model otomobili vardı, bununla ne bok yediği dikkat çekici değildi. Zamparalık dahil herşey beklenirdi ondan. Zekâmdaki acabalar gitgide çoğalırken, tam bu düşünceler içimi kemiriyordu.
Eskiki yıllarda ailece her yaz köye gider, birkaç ay tatil yapardık. lakin o yaz, Serpil çalıştığı için mecburi biçimde ben de beraber kalmıştım. Babamla üvey annem köye gideli bir aydan fazla olmuştu. Serpil ile konutta beraber kaldığımız zaman içinde rastgele bir negatiflik olmamıştı. Serpil sabah saat 9:00 gibi işe gidiyor, akşam 19:00 eşi dönüyordu. Son yıllarda geç kalsa da, kafama takmıyordum. Daha ilkin ben Serpil’in eşofman giymesine karşı çıkarken, bundan sonra rastgele birşey demiyordum. Doğrusu güzelime dahi gidiyordu. Eşofmana sığmayan, dolgun yuvarlak kalçalarının yanında, giydiği külotun izi dahi anlaşılıyordu. ilk zamanlar normal külotlardan giyerken, son zamanlar tangaya merak salmıştı. Eşofmanın altındaki tanga, kalçalarını ikiye dağılıyordu. Gidişatı dikkat topladığı halde, yanımda hayli bir rahattı. Serpil’e karşı hislerim değişmeye başlamıştı.Porno izle yerek daha çok azıyordum ama yinede kendime dominant olamıyor 31 dahi sürüklüyordum
Yazın fazla sıcak olan konutumuz akşam olduğunda uyku yattırmıyordu. Serpil’in de serzenişleri de bunu doğruluyordu. Sıcak sebebi ile yatamadığını, uykusuz bıkkın gidişatta işe gittiğini söylüyordu. Sabahları kalkmakta güçlük sürüklüyordu. Kaldırmam için dayanak istemişti. Bir sabah uyandırmak için, odasına girdiğimde mükemmel bir manzarayla karşılaşmıştım. Serpil, suratı koyun uzanmış, külot sütyen uyuyordu. Külot dedimse bu normal bir külot değildi, tanga idi. Giydiği tanga kalçaların içinde kaybolmuştu. sırf üst kısmı görünüyordu. Yastığa sarılmış, kalçalarını da geriye doğru çıkarmıştı. Bembembeyaz deriyi mükemmel hoştu. Beyaz kalçalar kabak bunun gibi parlıyordu. Bu görüntü beni mahvetmişti. görünüm karşısında dayanamayıp külotuma boşaldım.
O günden sonra Serpil’e bakışlarım dahada değişmişti. izin günleri geç saatlere kadar nişanlısıyla birlikteydi. Kendisine, nişanlısından sevmediğimi, o mendeburdan herşey beklenebileceğini söylerken, dikkatli olması için tembihliyordum. Serpil söylediklerimin ne anlama geldiğini çok fazla iyi öğreniyordu. Bana, “Merak etme Gökay, bu mevzu hakkında bana sonuna kadar güvenebilirsin!” diyordu ve ben de ona güveniyordum. Kendisine güvendiğim için de üzerine gitmiyordum. Daha sonraki günler bu konularda daha dürüst olmuştuk.
Bir akşam eve kazançken altı şişe bira getirmiştim. Babamlar konutta olmadığı için içmemde bir mahzur yoktu. Serpil bu mevzuda ağzını bile açmamıştı. Ona, “Sen de içsene çıtır!” dedim. Serpil, “Töbee töbee, delimisin sen yaa!” diyor, içmek istemiyordu. Ben de, “iç şunu körpecik, birşey olmamaktadır!” diyerek ısrarımı sürdürüyordum. Sonunda, “içerim, fakat ayyaş olursam mesulü sensin!” dedi. Hem müzik dinliyor hemde içiyorduk.
Serpil ikinci bira şişesini tamamladığında, kelimeler ağzında yuvarlanıyordu, gözleri kaymış, ne dediğini öğrenmez haldeydi. Serpil, “Başım dönüyooor, ben şimdi ayyaş m. olduummmm?” derken kahkalara boğuluyordu. Aşina olduğum için, bir iki bira, beni etkilemiyordu. Ben kendimi konrol ederken, Serpil kendini kaybetmeye başlamıştı. Nışanlısıyla ilişkisinin ne seviyede olduğunu bilmek istiyordum. Ben sordukça, yarım yamalak anlatmaya çalışıyordu. Anlattığına göre, öpüşme ve ellemelerin dışında henüz ilişki yaşamamışlardı. Nışanlısı daha aşırısını isterken, kendisinin buna izin vermediğini söylüyordu.
zaman ilerledikçe Serpil kendinden geçiyor, ayyaş oluyordu. Daha çok dayanamadı ve koltuğa uzandı. Kısa bir zaman sonra da sızdı ve uykusuna daldı. öyle tatlı, öyle hoştu ki, bakmaya doyamıyordum. Sırtüstü uyuduğu için, badinin içine sıkışan göğüsleri pramit bunun gibi duruyordu. Birkaç kere, “Serpiill! Serpiill!” diye seslendiğim halde, ölü eşi uyuyordu. Cesaretimi toplayıp yanına yanaştım. Dizlerimin üzerine çömelerek birkaç kere dürttüm. Kıpırdadığında, bir bacağı koltuktan kayarak yere dokundu. O anki görüntüsü dayanılır bu gibi değildi. Açılan bacakları amını da ortaya çıkarmıştı. Eşofmanın içindeki am, ortadan ikiye parçalanmış gibiydi. kabarık yuvarlak am deliği, beni mükemmel heyecanlandırmıştı. Zati kalkmış olan yarrağım, bu görüntü karşısında zonklamaya başlamıştı. Başımı bacaklarının arasını sokup, eşofmanın üstünden amını koklamaya başladım. Amını koklarken, hemen hemen boşalacaktım. mucizeviydi ve harika kokuyordu. Değmek istiyordum, fakat cesaret edip amını değemiyordum. Bendeki arzu ve istek geliştikçe, kendimi frenliyemiyordum. Ne olacaksa olsun görüşüyle, eşofmanın üzerinden amına dokundum. O an zevkten titremiştim. Amının girinti ve çıkıntılarını parmaklarımla yoklarken, biçimini şemalini bilmeye çalışıyordum. Eşofmanı inceydi ve ellemesi daha pratik oluyordu. Amını görmek için eşofmanı araladım. Küçük külotu, amının kıllarını bile kapatmıyordu. Giydiği külot tanga olunca bu görüntü kaçınılmazdı. Amının üst kısmına bakarken daha aşırısını görmek istiyordum. Bunun için eşofmanını çıkarmam gerekiyordu. Salonda çıkaracak olsam, uyandığında söyleyecek kelime bulamazdım. Dürtükleyerek, “Kalk körpecik burda geçime, yatağına git yat!” diye seslendiğimde, sırf kavramadığım birşeyler mırıldandı, hepsi o kadar.
Koltuk altlarından tutarak ayağa kaldırdım. Kucaklayıp odasına taşıdıktan sonra, yatağın üzerine sırtüstü vazgeçtim. ışığı açıp ayak dibine oturdum. Derin bir soluk alarak, eşofmanın lastikli yerini yakaladım, bacaklarından yavaş yavaş sıyırarak ayak uçlarından çıkardım. şimdi üzerinde yalnızca siyah tangası kalmıştı. Amını bile kapatmayan bu ufak bez parçasını indirirken kalbim duracak gibiydi. Sonunda onu da çıkardım. Daha iyi görmek için bacaklarını dizinden kırarak yanlara doğru açtım. şimdi amcığı yüzde surat ortaya çıkmıştı. Karşımda harikulade bir manzara vardı. Uzun kılların arasındaki yarık boydan boya uzanıyordu. Amının dudakları, sağlı sollu ağız kısmını kapatıyordu. Klitorisi ise ufak, lakin diriydi.
tahlile devam ederken, yarrağım kalkmış zonkluyordu. üryan kalçaları, kocaman görünüyordu. Daha sonra, ayak bileklerinden yakalayıp bacaklarını yukarıya ve yanlara doğru açtım. Kalçaları kabak bunun gibi ortaya çıkmıştı şimdi. Siyah kıllarla çevrili götdeliğinin varlığı anlaşılmıyordu bile. Amının sıcaklığı suratıma vururken, sanki sidik kokuyordu. Burnuma vuran bu koku, en nitelikli parfümden bile daha tesirliydi. tam cesareti toplayıp dilimi amına değdirdim, sonra da yavaş yavaş yalamaya başladım. Tuzlu bir tadı vardı. Tuzlu olmasına karşın güzelime gitmişti. Uyanma olasılığı vardı. Daha dikkatlı olmam gerektiğini düşündüm. Kafamdaki fikir haysiyeti ile bacaklarını yavaş yavaş vazgeçtim. Bu görüntüyü ebedileştirmem gerekliydi. Bir daha böyle bir fırsat yakalayamayabilirdim. Gittim salondan telefonumu aldım geldim. Amını ve götünü en ince ayrıntısına kadar sürükleyip telefonuma kaydettim. ilerki günlerde 31 sürüklememem için harika bir yatırımdı. O ana kadar, boşalmamak için kendimi güç yakalamıştım, artık boşalmak istiyordum. Serpil’in amına bakarken, cinsli fantaziler düş etmeye başladım. Onu sikmek, amına sokmak istiyordum, ama bu muhtemel değildi. hayal dahi olsa girip çıkmaya başladım. Bir iki dakika içinde titremeye başladım. Büyük bir sevinç kasıklarımı sararken daha fazla dayanamamıştım. Saniyeler süresince boşaldıkça boşaldım. Yarrağımdan fışkıran döller çarşafı perişan etmişti. lakin bu umrumda bile değildi. Bu benim için unutulmaz bir yemini ve bunu doyasıya yaşamak istiyordum.
Birkaç dakika sonra iyice gevşemiştim ve kendime gelmiştim. ilkin tangasını, ardından eşofmanını giydirip üstünü başını düzenledim. çarşafına dökülen döllerimi arındıktan sonra her hangi bir negatiflik var mı diye çevreye baktım. sadece döllerin ıslaklığı kalmıştı çarşafta, o da önemli değildi, hava sıcak bulunduğu için sabaha kadar kuruyacağından emindim. ışığı kapatıp odadan çıktım.
Ertesi gün uyandığımda saat 12:00’ye geliyordu. Serpil işe gitmişti. Odasını teftiş ettiğimde çarşafın değiştirilmiş olduğunu farkettim. Lekelilerin konduğu sepete baktığımda, tanga, eşofman bir de çarşaf, aynı yerdeydi. Acaba birşeyler anlamışmıydı diye doğrusu çok fazla merak ediyordum.
Akşam saat 22:00 gibi eve geldiğimde, Serpil yemek yapmış beni bekliyordu. Geç geldiğim için, “Nerde kaldın yaa? Saatlerdir seni bekliyorum. Seni beklediğim için ben de yemedim!” diye sitem etmesi, bir an canımı sıktıysa da, suratındaki tebessümme beni yumuşatmıştı. “özür dilerim taze kız, açlıktan can vermeni istemem! Sonra bizimkiler ne der!” dedim. Serpil, “Sen özür dilermiydin Gökay?” diye takıldı. Ben de, “Biricik kardeşimden özür dilemeyeceğim de, kimden dileyceğim körpecik!” dedim. Bu sözüme teşekkür etmişti. Sonra mevzuyu evvelki akşama getirdi, “Akşam ne olduğunu bile andırmıyorum. çok fazla mt. ayyaş oldum?” diye sordu. Ben de, “iki bira içtin kendinden geçtin. Ayakta dahi duramıyordun, odana taşırken anam ağladı. Ne kadar ağırsın taze kız!” diye takılınca, Serpil, “Saçmalama!, yalnızca 55 kiloyum, sence 55 kilo çok m.?” dedi. Kızlar kendisine kilolu denmesinden sevmedikleri için özlllikle böyle söylemiştim. şaka yaptığımı anlayınca da gülmeye başlanıyor. O akşam birşey olmamış gibi yemeğimizi yedik, TV izledik.
Sonraki günler normal şekilde geçiyordu. O işine gidip kazançken, ben de öylesine takılıyordum. Serpil nişanlısıyla buluşmaya devam ederken, bu buluşmalar kimi geç saatlere kadar sürüyordu. Bir akşam eve döndüğünde suratının asık olduğunu farkettim. “Ne o kız? Suratından düşen bin parça!” diye takıldım. “bulunmamakta birşey!” dedi, lakin bira içtiğimi görünce, gitti bir bardak getirdi ve “Bana da doldursana, içmek istiyorum!” dedi. Bir şişe de ona açtım ve bardağını doldurdum. Bardağı aldığı bunun gibi yudumlamaya başladı, bir dikişte hepsini içti. Bu gidişatı görünce, “Hop hoop! Azıcık yavaş iç!” dedim. hakikatte içmesi benim işime geliyordu, geçenki bunun gibi ayyaş olamsını istiyordum. ikinci kez bardağını doldurdum. Bir iki adet kuru yemiş ağzına attıktan sonra, tekerrür yudumlamaya başlanmıştır. Nışanlısıyla tartışmış gibi bir hali vardı. Agresifliği suratından okunuyordu. Biraları ard arda götürürken, bu gidişat güzelime gitmişti. Onu izlerken, o akşam yaşadıklarım usuma geldi. Nasıl bir amcığa sahip olduğunu çok iyi öğreniyordum. Bu gün üstünde diz boyu bir etek vardı. Etek bol olduğundan, eteğin kenarlarını, bacaklarının altına toplamıştı. Dizine kadar görünen bacaklar, pürüzsüz pakti. Ağda yada epilasyon yapmış olmalıydı. Dördüncü bardağı yudumlarken, kelimeler ağzında yuvarlanmaya başladı. Ne dediğini kendisi bile öğrenmiyordu. Absürt sapan konuşurken, kendiliğindene gülüyordu. Bu kere geçenkinden daha fazla içmişti. Hakimiyetten çıkmaya başlamıştı. Sağa sola eğilirken, yapışkan bacakları süre süre açılıyordu, bembeyaz bacakları baldırlarına kadar görünüyordu. Anlar diye kaygılanırken, bakmadan da yapamıyordum. Bu görüntü yarrağımı hareketlendiriyordu. öne doğru eğilip saklamaya çalışırken, vicdan atışlarım da süratlenmişti.
Sonra Serpil, “Lavobaya gitmem gerekli!” diyerek yerinden kalktı. Yanımdan geçerken kendini sıktığını farkettim, sıkıştığı her halinden besbelli oluyordu, neredeyse altına işeyecekti. Tuvaletin kapısını açtı ve içeri girerken, ‘Zoorrt!’ diye osurdu. Küfürler ederek tuvalete girdi. içtiği biralar onu işemeye zorlamıştı. öyle tazyikli işiyordu ki, işeme sesi salona kadar geliyordu. Hem işiyordu, hemde zaman zaman osuruyordu. Tuvaletten çıktıktan sonra odasına gitti. Aradan bir vakit geçtiği gidişatta, Serpil’den ses seda çıkmamıştı. Ne olduğuna bakmak için odasına yöneldim. Odasındaki ışık yanıyordu. Ne yaptığını bilmek için suskunca yanaştım. Sarih olan kapıdan içeri baktığımda, suratı koyun uzanmış uyuduğunu gördüm. Kalçalarına kadar açılmış olan etek, süt beyaz bacaklarını ortaya çıkarmıştı. Şekilli olan çıkık götü çok fazla hoş görünüyordu. Cesaretimi toplayıp içeri girdim içeri. “Serpiil! Serpiil!” diye seslendim. Rastgele bir şekilde de olsa tepki vermiyordu. Kendinden geçmiş, derin bir uykusuna dalmıştı. Bunu fırsat öğrenerek yanına oturdum. Süt beyaz bacakları pak görünüyordu. Kalçalarını örten eteğini yavaş yavaş beline doğru çektim. şimdi önümde harika bir manzara vardı. Kalçaların arasına sıkışan külot, iki dağın arasından akan ırmak gibiydi. Sarih mavi külotu çok fazla seksiydi. Kalçalarındaki kirler dikkatime sürüklemişti. Dikkatle araştırdığımda, gördüklerime inanamamıştım. Kalçalarındaki morarmalar, parmak izine benziyordu. Bunu yapanın kim olduğunu kavramak için kahin olmaya gerek yoktu. Sanırım nışanlısıyla sevişmişti. Kızmıştım, lakin bunları düşünmenin sırası değildi.
Daha ilkin kıllı olan yerler, pak kaymak gibiydi. Hafiften derisine dokundum. Avucumun içiyle, evvel bacaklarını, ardından kalçalarını okşamaya başladım. Bu olağanüstü bir duyguydu. Serpil öylece hareketsiz uyuyordu. Okşamalarım arttıkça, kendime olan güvenim de çoğalıyordu. Cesaretimi topladıktan sonra, külotunu çıkarmaya karar verdim. Lastikli yerleri belini sıkmıştı. Yanlarından tutarak yavaş yavaş sıyırmaya başladım külotunu. Birkaç saniye içinde külottan da kurtulmuştum. Serpil’de halen devinim yoktu. Kalçaları tüm görkemiyle meydandaydı. Bir ara kıpırdar bunun gibi oldu. Bu kıpırdama işimi kolaylaştırmıştı. Sağ bacağını Yana doğru açarken dizine doğru kırmıştı…
Gördüğüm görünüm sıradan üstüydü. Kılları arınılmış olan şeftalisi, kabak bu gibi parlıyordu. Ortasını ikiye dağılan çizgi, şimdi daha net görünüyordu. Kalçalarının arası kızarmıştı. Bu kızarıklık, külotun sürtünmesinden olabilirdi. O an kendimce öyle düşünmüştüm. Elimi uzattıp amını yoklaklarken, çizginin arasında sıkışan ufak dil harika görünüyordu. Ortadan ikiye parçalanan yeri hafif hafif okşuyordum. Bir vakit okşadıktan sonra, amının dudaklarını parmaklarımla gerdim. Deliğine bakarken, içim gitmişti. Bakire bulunduğu her halinden dikkat çekici oluyordu. işeme yerinin altında ufacık bir deliği vardı. Parmaklarımı sürüklediğimde, amının dudakları canlı ve katı olduğundan, ağız kısmı anında kapanmıştı. Bir yandan Serpil’i incelerken, öteki yandan yarrağımı okşuyordum. Daha ilkin kıllı olan arka deliği, muhakkağım şimdi pakti. arka deliği merak ederek kalçalarına yöneldim. iki yandan tutarak kalçalarını gerdiğimde, gördüğüm görünüm beni ürkütmüştü. Kendi kendime, Bu ne böyle? diye söylenirken, inanamıyordum. Daha ilkin ufacık olan delik, sanki gelişmişti. Götünün deliği, şişenin ağzı eşi açılmış, içi görünüyordu. O an usuma nişanlısı Ferit geldi. besbelli ki Serpil’i götten sikmişti. Birkaç saat ilkin siktiği için, deliği halen gevşek duruyordu. Gördüklerimden olağanüstü biçimde heyecanlanmıştım. Bu bir hale daha çok dayanamadım ve birden kasılmaya başladım. mükemmel bir zevkle boşalırken, külotumu perişan etmiştim.
Banyoya giderek pislenmiş olan elbiselerimi çıkardım. Serpil’in akşamki gidişatı usuma geldi, eve geldiğinde dargın olmasının sebebini şimdi daha iyi kavrıyordum. iyice arınılıp banyodan çıktım. Odasına döndüğümde, Serpil halen aynı pozisyonda uyuyordu. Kendimi toparlayıp ikinci kere kalçalarını gerdim. Ağzımda birikmiş olan tükürüğü, götünün deliğine tükürdüm. Parmağımla tükrüğü yedirdikten sonra parmağımı deliğe bastırdım. Kaygan olan parmak, meselesiz bir şekilde içine girmişti. Yavaş yavaş ileri arka devinim ettirmeye başladım. içinin sıcaklığı parmağımı yakıyordu. Sonra iki parmağımla sınadım. yeniden pratik girmişti. Parmak sayısını artırdıkça, götünün deliği halen kabul ediyordu, ağız kımı açıldıkça açılıyordu. Bir vakit, dört parmakla devam ettim. Elimi sürüklediğimde, ağız kısmı anında kapanmıştı. Götünün deliğini, on-15 dakika süresince parmaklarımla sikerken, Serpil’den gık bile çıkmamıştı. Bu sırada yarrağım kalkmış, demir bu gibi sertleşmişti. bundan sonra karar vermeliydim. Bu fırsatı kaçırırsam, böyle bir talih bir daha yakalamayabilirdim. Ya şimdi, ya hiç bir zaman. Bunu her zaman sınamalıydım. Bacaklarını iki yana doğru açtım. Belinden yakalayıp arka doğru çektim. azda olsa domalma pozisyonuna getirdim. Bedenimi bacakların arasına yerleştirdim. Götünün deliğine bolca tükürdüm. Yarrağımıda kayganlaştırdıktan sonra, bundan sonra mani kalmamıştı. Sertleşmiş olan yarrağımı, ağız kısmına dayadım. Ağırlık vermemek için kollardan destek alırken, yüklenmeye başladım. Kafası girdiğinde coşkudan titriyordum. Azıcık daha, azıcık daha derken, yarısına kadar soktum. Yarrağımı saran delik, mükemmel zevkliydi. ileri arka devinim ederken, yavaş yavaş hızlanmaya başladım. Yaradanım ne olağanüstü sevinç bu böyle! ilkkez birtanesini götten sikiyordum, o da üvey kızkardeşimin götüydü.
zaman ilerledikçe, derinlere sokmaya çalışırken, zevkten uçuyordum. Kayganlık eksildiğinde, arka çekilerek tükrüğümle kayganlaştırıyordum. Sonra yeniden sokuyordum. Birkaç dakikadır, daha evvel yaşamadığım zevkleri yaşıyordum. Serpil’in götünü sikerken, kim olduğunu unutmuş gibiydim. Yarrağımı sonuna kadar bastırırken kalçaları kasıklarıma dokunuyordu. Kalçaların yumuşaklığı gerçekten harikaydı. Dakikalardır sikerken, şimdi daha rahat devinim ediyordum. Delik rahatlamış iyice açılmıştı. fakat yinede olağanüstü haz alıyordum. ikinci kez olduğu için boşalmam uzun sürecekti. Daha çok dayanacağımı düşünmüyordum. fakat sevinç dalgası tüm vücudumu sararken, boşalmak üzere olduğumu kavradım. Boşalma evveli, süratli süratli sikerken karar vermem gerekiyordu. Karar vermeye fırsatım dahi olmamıştı. Götünün derinliklerine büyük bir zevkle boşalmaya başladım. Birkaç saniye süresince, tam döllerimi götünün içine boşaltmıştım. Bir vakit içinde kaldıktan sonra üstünden çekildim. Az da olsa pişmanlık hissine kapılmıştım. Sabah olduğunda kavramasından kaygı dinliyordum, mutfaktan bir koşu peçete getirdim. Peçeteyle kalçalarını silerken, gözüm amına takıldı. Parmağımla yokladığımda, bunun am suyu olduğunu farkettim. Boşaldığım için am deliği ilgime sürüklemiyordu. evvel külotunu ayaklarından sokarak giydirdim, ardından eteğini alta doğru sürükleyerek bacaklarını kapattım. ışığı söndürüp çıktım. Banyoya girip hoş bir duş aldım. Sonra da odama gittim, yatağıma uzandım. Az evvelki yaşadıklarımı düşünürken derin bir uykuya dalmışım.