Neredeyse bir yıldır sikilmemiştim ve çok istiyordum. İnternetten tanıştığım zaman zaman yazıştığım bir adam vardı. Kırk yaşlarında Süleyman isminde kaba saba bir adamdı. Ona ileti attım ne dersin görüşelim mi diye.
“Ooo gel istersen adres vereyim ama seni turnike yapıp sikeceğiz ona göre” diye cevap yazdı. Turnike yapmak ne, diye sordum. “Gel görürsün” dedi. Hoş bişey mi diye sordum. “Katlanabilirsen hastası olursun, yarrak yarrak diye dilenirsin” dedi. Çok heyecanlanmıştım. Peki dedim, adresi gönderdi. Ankaranın makûs mahallelerinden birinde daha önceki iki katlı bahçe içinde bir evdi. Kapıyı Süleyman açtı, ilk kere canlı olarak görüşüyorduk. Gel bakalım dedi içeri girdim. Hemen kapıyı kapatıp dudaklarıma yapıştı, dilini ağzıma sokup uzun uzun öptü, boynumu emdi yaladı. Sonra çenemden sertçe yakalayıp diz çöktürdü ve sikini pantolonunun arasından işer gibi çıkartıp ağzıma tıktı. İnikken dahi kocaman bir siki vardı ve süratli süratli ağzımdan becerdikçe daha da sertleşip gelişiyordu. Soluksuz kalana kadar kökleyerek ağzımdan sikerken içeriden iki adam daha girişe geldi. Adamlardan kocaman yarı olan “vay ibne kapıda sarılmış lan yarrağa” diye güldü. Öteki adam daha yaşlıydı o da “süleyman içerde sikseydin lan köpek mi sikiyon iftiharsız” dedi. Üç kaba adamla nasıl başa çıkarım diye düşünürken içerdeki salondan konuşmaları dinleyen öteki adamların kahkahasını duydum ve çok korktum. Süleymanın yarrağını ağzımdan çıkartıp sordum “kaç şahıssınız, bu kadar adamla başa çıkamam”. Süleyman suratıma bir tokat yapıştırdı. Turnike sikiş bu işte yavrum döne döne sikeceğiz seni ama evvel ben bir tek başıma açılış sunim gel bakalım diyerek kolumdan tuttu ve yatak odasına götürdü. Yeniden kapının arda dayadı ve diz çöktürerek ağzımı sikmeye devam etti.
İnlemeleri arkasıydı iki elini başımı yakaladı ve hepsini yut bir damla taşarsa karışmam diyerek taş gibi sikini boğazıma kadar soktu. Mucizevi boşalıyordu, hiç böyle birşey görmemiştim. Kasıla kasıla belki bir kadeh boşaldı, boğuluyordum ama çırpınmam umrunda değildi. Yut lan ibne yut ziyan olmasın diye gülüyordu. Hepsi mideme gitti. Neredeyse boğulmak üzereyken sikini ağzımdan sürükleyip beni yere itti, dışarı çıktı. Yerde nefeslenmeye çalışırken kapı açıldı ve o yaşlı adam geldi. Elinde bir kadeh viski vardı. “Al dik şunu gevşersin” dedi. Viskiyi bir kezde kafama diktim. “Lan ibne ağzını siktirdin şimdi götünü de ben sikeyim henüz darken folloş olmadan” dedi. Kolumdan yakalayıp ayağa kaldırdı ve tek hareketle tişörtümü çıkarttı, pantolonumu indirdi, götümü sertçe avuçladı, iki parmağını deliğimden içeri itiverdi. Bu evde kimse bana çok yumuşak davranmayacaktı. Parmakları ile götümü süratli süratli sikerken göğüslerimi emmeye başladı. Ben de zevkten inledim. Güzeline mi gitti lan götveren diye güldü ve pantalonunun önünü açıp sikini çıkarttı elime verdi. Kocaman kafası olan orta büyüklükte bir yarrağı vardı ve taş gibi olmuştu. Ben sikini okşarken o da boynumu göğüslerimi emiyor parmakları ile götümü sikiyordu. Göğüslerim emilmekten morardı. Çok zevk alıyordum. Sonra “Hadi lan yala azıcık” diye başımdan bastırdı. Diz çöküp sikinin mantar başını ağzıma aldım. Tadı çok hoştu emmeye başladım. “Ohh em bakalım kaldırım orospusu” diye inliyordu. Sikinin kocaman başından zevk suları akıyordu. Yaladım emdim. Sonra beni kaldırıp yatağa itti. Hemen yüzüstü çevirdi, deliğime tükürdü ve sikinin mantar kafasını yaslayıp itmeye başladı. Evvel yarrağının büyük başı deliğime gömüldü sonra usulca içime kaydı. Azıcık acısa da çok hoş girmişti. “Ohhh daracık. Yarağı yedin lan bugün götünü patlatacaz, işimiz bitince yürüyemeyeceksin dahi” diye inledi. “Şimdilik tadını çıkar” diye kalçama bir tokat patlattı ve tamamını çıkartıp kökleyerek sikmeye başladı. Yorulana kadar pompalıyor, yorulunca da “siktir kendini orospu yorma kocanı” diye kalçama tokatlar atıp kıvırarak kendimi siktirmemi sağlıyordu. Bu sırada bana güçle minik bir şişe koklatıyordu. Bu hem azdırıyor hem de tepki vermemi engelliyordu. Sanırım alkolüme de bir hap atmıştı. Takribî 15 dakika yatağa bastıra bastıra sikti. Arada bir “çok mu seviyorsun yarrağı” “seni kimler sikip ibne yaptı” “am gibi götün var orospu” “götün yanıyor ibne dölleyim mi seni” “karım oldun len” diye aşağılıyordu. Artık ayyaş gibiydim, zevkten inliyor altında kıvranıyordum. Sonra odanın kapısı açıldı, genç esmer bir adam “ilyas ağabey hazır içerisi kıvama geldiyse getir orospuyu” dedi. İlyas sikini arkamdan şlak diye çıkarttı. kolumdan tuttu, ayağa kaldırdı ve ayyaş gibiydim. Beni gence doğru itti. Bütün düşüyordum ki genç olan beni tuttu. “Oo ağabey iyi hazırlamışsın ibneyi” diye bana sarıldı, salona geçtik. Bütün ortada üzerine battaniye serilmiş minik bir masa vardı. Çevresinde ise on kadar adam. Klasikte korkardım ama kokladığım ve içtiğim şey suratından robot gibi olmuştum, sendeleyerek yürüyordum. Masanın üzerine kalçam yukarıyada olacak biçimde yatırdılar ve iki kolumu boydan boya masanın birer bacağına bağladılar. Ayak bileklerimi de masanın öteki ayaklarına bağladılar. Artık hareket etmem muhtemel değildi. Sonra ilyas tekerrür arkama geçip tek saldırıda sikini gömdü. İnce bir çığlık attım, kahkaha koptu. Adamlardan biri hemen kalkıp sikini ağzımı yasladı. Değişikleri de soyunuyor ya da işer gibi pantalon arasından sikini çıkartıyordu. Ağzımdaki adam hemen patladı suratım döl içinde kaldı. Genç biri kalın sikini çenemi iyice açtırarak ağzıma tıktı. Am siker gibi süratli süratli sikmeye başladı. İlyasın siki götümde şişti ve inliyerek boşaldı içimi dölle doldurdu. Ben artık kopmuştum. Ne oluyor bütün kavramıyordum. Yaraklar götümde ve ağzımda patlıyordu. Kimileri o kadar abazaydı ki ağzıma boşalıp hiç durmadan ikinci postayı ağzıma ya da götüme patlatıyordu. Bir saatten uzun ağzımı ve götümü döne döne siktiler. Yarrak içinde kalmıştım. Bir an dahi boş kalmadım. Suratım, saçlarım dölle kaplanmıştı, gözümü dahi güç açıyordum. Çenem ağrıyordu, deliğim mucizevi açılmıştı ve dölle doluydu. O kadar fazla döl yutmuştum ki. Çenemden akıyordu.
Bacaklarımdan mucizevi ölçüde döl süzülüyor yere damlıyordu. Masanın çevreyi ondan fazla adamın dölleri ile sanki yıkanmış gibiydi. Ter kokusu, döl kokusu ayyaş ediyordu. Sikerken kendi aralarında şakalaşıp beni aşağılıyorlardı. “İbnenin götü amdan beter oldu”. “Yarrak çılgınsı lan bu” “Süleyman satalım lan bunu kamyonculara beş liradan”. “Al lan taşaklarıma kadar ibne” konuşmaları arasında sikiliyordum. Siki büyük olanlar kim daha çok haykırdıracak diye müsabaka yapıyorlar tek hareketle kökleyerek bastıra bastıra sikiyorlardı. Çığlıklarım boğazıma kadar soktukları yaraklardan dinlenmiyordu .Ben de iki kere boşalmıştım ama ruhsuz bir biçimde sikilmeye devam ediyordum. Götümden her yarrak çıkıp deliğim boşaldığında istemsiz biçimde bir sonraki için yukarıya kaldırıyor, sikin diye dileniyordum. Götüme yarraklar girdikçe orospu gibi kıvırıyor ah ah diye inliyordum. Saatler sonra rakamları eksilerek sikiş bitti. Sayamayacağım kadar çok kere sikilmiştim. Masanın üzerinde yığılıp kalmıştım. Çevremde oturup bira içiyor şakalaşıyorlardı. Beni çözmelerini istedim. İçlerinden biri “dur daha Tekin ağabey gelmedi kapanışı o yapacakmış” dedi. Zati on adam üzerimden geçmişti Tekin de sikse nolur ki dedim. Yarım saat daha masada bağlı kaldım. Çevremde alkol alıp şakalaşıyorlardı. Ben yokmuşum gibi davrandılar. “Tekin ağabey götçüdür, acımaz köpek siker gibi dağıtır. Onun siktiği geneleve düşer sikilmeden duramaz. Bir hafta yürüyemez” diyorlardı. O sırada kapı çaldı, Tekin geldi. Orta boylu cılız kırk yaşlarında bir adamdı. Süleyman Tekini yanıma getirdi. “Ağabey al ibneyi artık naparsan” dedi. Herkes bizi izliyordu. Tekin beni çözdü, ayağa kalkmayı sınadım bacaklarım yakalamıyordu. “Hoş dağıtmışsınız lan üzerinden kaç posta geçtiniz bunun” dedi. Bir eliyle boynumdan yakalayıp sıktı ve suratıma bir tokat patlattı. “Diz çök köpek” dedi. Dört ayak pozisyonuna geldim. Ten bir tasma çıkarttı boynuma taktı. Beni meblağken iki eli de üzerimden bulaşan döllerle ıslanmıştı. “Yala ulan” dedi. Ellerini yaladım. Sonra tasmamdan yakalayıp başıma ayağı ile basarak suratımı yerdeki döl gölüne yapıştırdı. Sandalyeye oturdu. Öteki ayağını saatlerdir boşalan adamların yere akmış dölleri ile nemlendirip yalatmaya başladı. Bir ayağı ile suratıma bastırıyor, ötekisini döle bulayarak emdirip yalatıyordu. Bu sırada Süleyman içeriden buz küpleri getirdi ve götü daralsın ağabey folloş oldu bu diye gülerek domalmış götüme hepsini doldurdu. “Ah yapma” diyebildim, anında Tekin’in tokadı suratımda patladı. Suratıma tükürdü ve “bir daha itiraz etme bacağımı sokarım sana bir daha yürüyemezsin” dedi. Süleyman bana “bak bu Tekin ağabeyin, kölesi yapar, sonra yarrak diye dilenirsin kaldırımlara düşersin ama akıllı uslu bir ibne ol ne diyorsa yap yoksa çok fena yapar buradan çıkamazsın” dedi. Tekin de yarrağını çıkartmış sallıyordu. Siki gerçekten kocamandı. Bacaklarımdan akan dölleri sikine sürüp ağzıma soktu. Gırtlağıma köklüyor ve ensemden yakalayıp sikiyle beni boğuyordu. Soluksuzluktan çırpınıyordum ve son anda vazgeçiyordu. Nefeslenmeye çalışırken boynumu sıkıyor, suratıma tokatlar atıyor, sikini tekerrür döle buluyor ve tekerrür siki ile beni boğarak gırtlağmı sikiyordu. Bu kerelerce devam etti. Bedenim titriyor gözlerimden yaşlar akıyordu.
Bira içip kahkaha atan adamlar film izler gibi Tekinle beni izliyordu. Bir an soluk alıp Lütfen yeter dedim. “itiraz etme demedim mi lan ibne” diye sövüp yerdeki pantalonundan kemerini çıkarttı ve kemer ile vurmaya başladı. Kemer darbeleri sikime, kalçama, bacaklarıma durmadan iniyordu. Sikim ufacık kalmıştı. Yerde kıvranıyordum. Yürü lan diye tasmamdan çekti ve beni köpek gibi banyoya götürdü. Çocuk gibi kucaklayıp küvete attı. Boynumdan yakalayıp sıkarak kafamı fayansa yapıştırdı. Üzerime ve suratıma işemeye başladı. İşemesi bitince boynuma vazgeçti, küvete yığılıp kaldım. Saatlerdir bira içen değişikleri de bunu görünce gelip üzerime işemeye başladılar. Gülüyor dalga geçiyorlardı. Harap haldeydim. Sonra Tekin bana “iyice arınıl içeri öyle gel lan ibne kavradın mı” diye bağırdı. Naçarca başımı salladım. Banyoda yalnız kalmıştım. Sıcak suyla iyice devirendim. Götüm soktukları buzlar suratından gerçekten azıcık da olsa daralmıştı ama döller durmadan bacaklarıma akıyordu. Sonra içeri gittim. Tabi ki Tekinden tekerrür dayak yememek için dört ayak üzerinde. İçeri o biçimde girince Tekin güldü, aferin ibne biliyorsun dedi. Tasmamdan çekti sikini ağzıma soktu. Kafamdan yakalayıp süratli süratli sikmeye başladı. Bu sırada bir çoğunun siki tekerrür kalkmıştı. Tekin tasmamı yakalayıp ağzımı acımadan sikiyordu. Siki kalkanlar da götüme sokuyordu. Arkamdan geçiren geçireneydi. Sonra sikenler “yeniden folloş oldu bunun götü” diye söylenmeye başladı. Tekin, daraltırız diye güldü ve yere uzanıp sikinin üzerine oturttu. Siki o kadar gelişmişti ki karnımı seziyordum. Sonra üzerine eğilmem için sarıldı ve arkadan ikinci bir adamın yarrağı yırtarak götüme girdi. Tekin sıkı sıkı sarılıp hareket etmemi yasaklıyordu. En az bir saat yer değiştirerek çift yarrak siktiler. Tekin hep içimdeydi, öbürleri dokunuşa dokunuşa sikiyorlardı. Tekin ter içinde kalmıştı ve bana koktuk altlarını yalatıyordu. Artık bitmiştim. Titriyordum. Hepsinin işi bitmişti ve akşam süresince her biri en az üç dört posta sikmişti. Sonunda Tekin de suratıma 31 sürükleyip muhallebi gibi koyu dölleri ile yıkadı.
Artık yürüyemiyordum dahi. Tekin beni kucaklayıp boş çuval gibi masaya bu defa sırt üstü yatırdı. Cansız gibi uyuyordum, Süleyman ve esmer genç iki yanımdan bacaklarımı yakalayıp yukarıya kaldırdı. Hala işleri bitmemişti. Tekin bir lateks eldiven giydi ve eline krem döktü. İlyas gülerek geldi ve yarı sert sikini ağzıma soktu. “Haykırmasın ibne. Şimdi kol sokacak Tekin” dedi. Tekin tek hareketle elini götüme soktu. Götüm yırtılmıştı ama yalnızca ıh diyebildim. Bitmiştim. Bacaklarımı iyice kaldırıp götümü havaya dikmişlerdi. Kendi inik sikim suratımın üzerinde sallanıyordu. Yirmi dakika kadar eliyle götümü sikti. İnik sikimden suratıma döllerim damla damla akıyordu. İlyas ağzıma boşaldı. Öyle alışmıştım ki boşalan her siki emzik gibi emiyor döllerini yutuyordum. İlyas’tan sonra hala siki kalkan iki birey daha ağzımdan sikip boşaldı. En sonunda herkesin işi bitmişti. Tekin beni kucakladı tasmamı çıkarttı, beni duşta yıkadı. Göğüslerim morarmış, kalçam tokatlanmaktan kızarmıştı. Sırtımda kemer izleri vardı. Sonra içerdeki odaya götürüp yatırdı. “Şimdi yat sabaha kadar anca yürürsün, sabah gidersin” deyip ışığı kapattı. Elimi deliğime götürdüm. Tüm elim giriyordu. Hala döller akıyordu. Yatmak üzereyken Süleyman geldi. Bana “sen artık bütün ibne oldun yemeden duramazsın. Buradakiler kamyoncular, pazarcılar, inşaat emekçileri. Abazalıkları bitmez kumpaslı gel bana burada siktir kendini dedi. O an oradan kurtulmak için tamam demiştim ama birkaç hafta içinde haklı olduğunu gördüm. Beni sike sike bütün bir ibne yapmışlardı. İki hafta sonra sabredemedim ayaklarımla o eve yeniden gittim. Bu defa başka bir sürpriz beni bekliyordu. Yeniden kalabalıktılar ama bu kere beni turnike sikmediler. Tekin beni çok sevdiği için Süleyman beni ona hediye etti. Tekin yatak odasına gidip beklemesi istedi. O gün içerideki yatak odasında bekledim ve gizeme ile gelip tek tek siktiler. Sonra da Tekin beni alıp evine götürdü, orada sabaha kadar istediği gibi kullandı. Tekin beni aşağılanmaya ve itaat etmeye iyice alıştırdı. Her çağırdığında gittim. Bana ne isterse yaptı, kölesi gibi kullandı. Pek çok dostuna hizmet ettirdi. Rakı masalarının altına tasma ile bağladı. Onlar içip sohbet ederken canı isteyen aletini çıkartıp yerinden dahi kalkmadan ağzıma boşaldı. Bir keresinde kamyon parkında kamyonculara sattı, o gün 4 kamyoncunun kamyonunda gizeme ile sikildim. Bir kere de bir gay barın tuvaletinde her gelene oral yaptırdı. Ev partilerine götürüyor. Ayaklarının dibinde oturup emirlerini bekliyorum. Takribî bir yıldır onun karısı oldum, ne derse yapıyorum.