Selam Dostlar Bu anlatacağım hadise Geçen Yıl Başımdan Geçen Bir hadisedir Benim Adım Aylin 24 Yaşındayım Okuyabilmem için çalışmam gerekiyordu ve gittiğim her yerden absürt sapan hayır yanıtları almıştım. oysa ileride bir mühendis olacak ve onların hoşlanmadığı bir kızken özendikleri bir işe sahip olacaktım. hiç bir mühendislik işletmesi kabul etmemiş tecrübeli bir personel aradıklarını söyleyip beni kapıdan çevirmişlerdi. artık yapacak bir şeyim kalmamıştı ben de garsonluk yapıp en azından harçlığımı kazanayım dedim. Bir fazla kafe ile görüştüm koşulları çok fazla ağır bulunduğu için onları da ben kabul etmemiştim. fertler parasızdan çalıştırıp hiç para da vermek istemiyorlardı. Hele ki talebeysen hayat senin için daha güçtü. En son ücra köşe de bir restoranın sırçasında personel aranıyor yazısını gördüm. Umutsuz bir şekilde gidip iş aradığımı fakat part time çalışmak istediğimi paraya da lüzumum olduğundan bahsetmiştim. Klasikte part time çalışma koşulunu kabul etmediklerini lakin bana özel bir vaziyet olduğunu senin için kabul ederiz demişlerdi. O a kavramamıştım ne demek istedikleri. ya da talebeyim diye dayanak etmek istediler diye düşündüm desem daha doğru olurdu. Ve işe alınmıştım koşullar çok iyi görünüyor çok fazla çok da alıcının bulunmadığı bir mesai yeriydi. iş yerinde bir aşçımız garson biçimde da ben çalışıyordum. Bir de işverenimiz vardı. İşverenimiz her vakit yanımız da durmuyor alıcı geldiğin de aşçı yemekleri hazırlarken ben hizmet ediyordum. Parayı almaktadır sonrasın da aşçımızla birlikte muhabbet ederek geçiriyorduk. Minik restoranımız da her şey çok iyi gidiyordu ve aldığım para da bir çok yerin verdiğine göre daha fazlaydı. Hem de daha az çalışmama rağmen. ehil da bana yoğun biçimde dayanak ettiği ve içten davrandığı için ben çok mutluydum ta kii o güne kadar. Bir gün yeniden mektepten çıkıp restorana gitmiştim. İşveren yeniden yoktu akılda tek başınaydı. Beni görünce suratı aydınlamış her vakit dediği eşi güzel geldin hoşluk demişti. Sen olmayınca bu restoran bana bir anlamsız geliyor demişti fakat kavramadım o an ne demek istediğini güldüm arka tarafa geçmiştim. Dükkan boştu ve bu saatler de gelen de ender oluyordu zati dükkana fazla fazla alıcı gelmediği için oturuyoruz. arka tarafta ben üstümü değiştirirken birden kapı açıldı ve ehil kapıda bana doğru bakıyordu. Ne yapıyorsun Burak ağabey demeye kalmadan burak ağabey o kilolu kollarını vücuduma sarmıştı bile. çığlık atıyor beni vazgeçmesi için debelenip duruyordum. Beni un çuvallarının üzerine yatırıp südyenimi çıkartmaya çalışıyordu. Boynuma gömülmüş öpüyordu. Kollarımı iki yana açıp göğüslerimi emmeye başlanıyor. Yapmaması için dilensem de hiç bir tesir yaratmıyordu. Ağlıyordum ama vazgeçiremiyordum azgın ustayı. Meğersem dükkanın kapısını kapamış ben kendi kendime bağırmışım beni birilerinin dinlemesi olanaksızmış. Sikini çıkartıp benim pantolonumu çözerken kaçmaya çalışmıştım ama fayda etmedi kolumdan yakalamasıyla beni duvara yaslaması ve arkadan girmesi bir oldu. Canım o kadar çok fazla acıyordu ki haykırıyor durması için dileniyordum lakin verim etmedi. O sikini daha içeri içeri iktiriyor benim canımı acıtıyor gözlerimden yaşlar akıyordu. Elleri ile de göğüslerimi sıkmaya devam edip haz alıyordu sanırım. Sikmesi bittikten sonra içimden bir an da çıktı ve un çuvallarının üstüne devrildi. Bende duvarın dibine sima üstü uyumuştum. Durmadan ağlıyordum canım çok acıyordu. Ağlanıcak bir şey olmadığını söyleyip kızlığımı almadığını bir saat sonra acının da geçeceğini söyleyip bana para verip bundan kimseye bahsedersem olacaklardan sorumlu olmadığını söyledi. Bu hadiseden sonra bende işten çıktım.