Saat akşamın dokuzu olmuştu ve ben akşam yemeği için donattığım masada kocamı bekliyordum. Merak etmeye başlamıştım. Hiç böyle yapmazdı. Haber de vermemişti. Sonunda bütün kalkıp hiddetle masayı toplamaya karar vermiştim ki kapı açıldı. Ona bunun hesabını sormaya kararlıydım. Salonun ortasında durup içeriye girmesini bekledim.
Geldi. Kapıda durmuş bana bakıyordu. Acayip bir ifade vardı bakışlarında, surat ifadesinde, ne olduğunu çıkartamadığım… Dargınlık, sevecenlik, sikecek gibi arzu dolu bakışlarla bakıyordu bana… Daha ben geç kalması mevzusunda kafamda kurduğum nutuğa başlamadan o konuştu, daha doğrusu emir verdi,
-“Soyun!”
Donakalıp kaldım. Pek yapmazdı böyle şeyler… İlk bir kaç yıl yeni konutluluğun coşkusuyla geçtikten sonra rutine bağlanmıştı sevişmelerimiz… Akşam yemeği, televizyon, yatağa yatış, bir manimiz yoksa sıkı bir sevişme, sonra da uyku… Şimdiyse kravatını hafiflettiği takım elbisesi üzerinde, kapıdan yeni girdiği halde, sikecek gibi bakıyordu bana…
-“Nasıl? Ne diyorsun sen? Bu saate kadar geç kal….”
Daha ben sözümü tamamlayamadan cümlemin ortasında iki adımda gelip sımsıkı kollarının arasına alıp dudaklarıma hoyratça yapıştı. Önündeki şişkinliği kasıklarıma bastırıyor, pençeleriyle kalçalarımı kendine sürükleyerek yoğuruyordu.
Üç gündür sevişmemiştik. Özlemiş olmalıydı sevişmeyi, ama bu her zamankinden değişikti. O incitmekten korkan yumuşak okşamalar, öpüşler yoktu. Hayvan gibi saldırıyor, bıyıkları boynumda, omuzlarımda tahriş ederek, dişleyerek geziyordu. O devam ettikçe benim de kanım kaynamaya başlamış, ben de aynı biçimde yanıt vermeye başlamıştım. Üstümde konut hali bir askılı tişört, bir mini etek vardı yalnızca… Ne sütyen, ne külot…
Ellerini sütyensiz memelerime atıp tişörtün üstünden yoğurmaya başladığında kendimden geçip inlemeye başladım ağzının içinde… Meme uçlarım kabarmış, tişörtün üstünden delecek gibi görünüyorlardı zevk almaya başladığım her zamanki gibi… Durmuyordu elleri… Azıcık memelerimi yoğuruyor, azıcık sonra alta inip eteğimin altına dalıyor, bacaklarımı mıncıklayarak eriştiği ıslanmış amımı avuçluyor, çıldırtıyordu beni…
image
Bir an durdu, omuzlarımdan yakalayıp kendinden uzaklaştırdı beni… Soluk soluğa iki kızışmış hayvan gibi baktık birbirimize… İnce tişörtümün yakalarından yakalayıp bir cayırtıyla iki yana ayırdı, bölüp yere attı. Kocaman memelerim inip kalkıyordu şimdi anadan üryan, kabarmış uçlarıyla… Gözlerini dikti onlara… Sanki az evvel çılgın gibi saldıran o değilmişçesine okşadı azıcık, sonra sertçe avuçlayıp acıdan haykırdırdı beni…
-“Ahhh… Yavaşş…” diye inledim hiddetle… Dişlerinin arasından,
-“Siktir…” diye tısladı. “Zevk aldığını biliyorum orospu…” dedi. “Senin istediğin bu… Orospu gibi sikilmek istiyorsun sen… Ben de seni öyle sikicem…”
Haklıydı. Memelerimden aldığım acı hissi dinlediğim zevki çoğaldırmış, zevkle kıvranmıştım elimde olmadan… Yeniden sert hareketlerle kolumdan yakalayıp yemek masasının önüne götürdü beni… Omuzlarımdan bastırıp öne eğdi, masanın boş kalan kısmına doğru domalttı… Kalçalarımı dışarı doğru çıkarıp arzudan titreyerek bekledim.
Pantolonun fermuar sesini duydum arkamda… Az sonra da taş gibi olmuş sikini ıslak amıma sürtüyordu. Zevkle titredim. Fazla bekletmedi. O hoyrat hareketlerini sürdürerek girdi içime… Bir anda dipledi…
-“Ohhhh…” diye bir inilti koptu ağzımdan… “Ne yapıyorsun? Yavaş…” diyebildim.
image
Bana aldırmadan kalçalarıma kasıklarını şaklata şaklata gidip gelmeye başladı arkamda… Amımın içinde sertliği sürtüne sürtüne girip çıkıyor, beni zevkten inletiyordu. Girip çıktıkça içimden fışkıran zevk suları bacaklarımdan akıyordu. Eliyle o suları aldığını duyumsadım. Islanmış parmakları şimdi arkamı, küçük deliğimi okşuyordu.
Parmağının biri o ıslak inime girdiğinde inledim yeniden… Siki tüm kalınlığıyla amımda gidip kazançken, bir parmağı da arka deliğime girip çıkıyordu. Dizlerim titremeye başlamıştı. Bütün inlemelerle, zevk feryatlarıyla yükselmeye başlamıştım ki amımdan çıkardı sikini…
Merakla başımı çevirip ne yaptığını görmeye çalıştım. Saçlarımdan yakaladığı gibi başımı öne çevirip masaya eğdi, alnım ekmek sepetine çarptı. Amımdan çıkardığı ıslak sikini küçük deliğime bastırmaya başladı. Çırpındım,
-“Hayır… Vazgeç… Götüme girme… İstemiyorum… Hoşlanmadığımı biliyorsun…”
Cevap dahi vermedi bana… Sikinin başı tokmak gibi zorluyordu arkamı… Evlendiğimizden beri bir kere yapmıştık, onda da yarım kalmıştı benim suratımdan, önden devam etmişti. Şimdiyse geri adım atacak gibi görünmüyor, devamlı zorluyordu göt deliğimi…
Sonunda üstümden uzanıp masanın üzerinden salata için koyduğum küçük zeytinyağı şişesini aldı. Bir eli hala saçlarımı anlamış masaya bastırırken, öbür elindeki zeytinyağı şişesinden kalçama döktü. Kızışmış derimde zeytinyağının soğukluğunu sezip ürperdim.
Kalçamdan süzülüyordu yağlar, iki tepenin arasındaki vadiden alta iniyordu. Şişeyi tekerrür masaya vazgeçip eliyle o akan yağları kalçama yaydı, küçük deliğimi yağlı parmaklarıyla okşayarak bir hoş yağladı, kaygan parmaklarını içime saldı.
Yağlı kaygan parmakların bir biri, bir değişiği içime girip çıkıyordu. Büzüğümde kaygan parmaklarının teması beni yeniden zevkten çıldırtmaya başlamıştı. Deliğimin açıldığını, tepkimi ölçmek için hareketsiz kaldığı anlarda istekle açılıp kapandığını seziyordum.
-“Hazırsın…” dedi boğuklaşan sesiyle… “Bekle, sikimi de yağlıyorum. Şimdi o hoş götünü sikicem senin…”
Sesimi çıkaramadım. Haklıydı. Hazırdım. Bekliyordum. Fazla bekletmedi, kaygan siki kapıma sabretti. İşaret parmağımı ısırıp coşkuyla sikini bekledim. Zeytinyağının mucize tesiri kendini göstermiş, kaygan kaygan siki içime girmeye başlamıştı. Göt deliğimin gerildiğini, açıldığını, zorlandığını hissettim. Santim santim girdi içime… Dibine kadar soktu. Bekledi. Sonra gidip gelmeye başladı.
Acıyla, zevkle inliyordum devamlı… Ben inledikçe o da homurdanarak nasıl zevk aldığını gösteriyordu bana… Masa sallanıyor, kasıklarım masanın kenarına çarpıyordu. Sağ elimi amıma götürüp klitorisimi ovuşturmaya başladım. Kocam arkamda belimden yakalamış vurdurup duruyordu götüme… Çift taraflı zevk tamamlıyordu beni…
Hızlandı iyice… Ben de artık direnemez hale gelmiştim. Son anda üstüme bastırıp iki eliyle memelerimi avuçlayarak sikmeye başladı beni… Bağıra bağıra orgazm olmaya başladım. Benim çığlıklarımı dinleyince kocam da içime boşalmaya, sıcak spermlerini attırmaya başladı.
image
Yarım saat sonra duşumuzu almış, masadaki yemeklerden yalnızca bir iki lokma atıp şarap bardakları elimizde yatakta uzanıyorduk. Başım göğsündeydi. Ara gizeme kaldırıp bir yudum şarap alıyor, tekerrür göğsüne uyuyordum.
-“Neyin var senin aşkım, bugün farklıydın, her zamanki gibi sevişmedin benimle… Serttin, yırtıcıydın…”
-“Memnun değil misin yoksa?” dedi.
-“Yoo… Bütün aksine… Bayıldım… Zevkten öldürdün beni… Ama ben nedenini merak ettim.”
-“Bugün öğleden sonra daha önceki dostlarla karşılaştık, yemek yedik.”
-“Eee? Bu mu başka bir deyişle? Yemekte iki bardak atınca azdın mı?”
-“Hayır… Söz daha öncekilerden açıldı. Birbirimize yaptığımız zamparalıkları anlatmaya başladık. Öğrenirsin işte, her zamanki erkek geyikleri… Kemal vardı, çıktığı kızı anlattı, yaşadıklarını, neler yaptıklarını anlattı, ondan azdım…” Uzanıp dudaklarından öptüm,
-“Merak ettim, neymiş seni azdıran mevzuyu… Hadi bana da anlatsana… Neler yapmış?” Usuma benim evlenmeden evvel daha önceki çıktığım çocuk gelmişti, onun da ismi Kemal ’di.
image
-“Bu Kemal, semtten bir kızla çıkmaya başlamışlar. Baş örtülü filan ama bir hayli azgınmış kız… Gençlik işte, ikisinin de kanı kaynıyor. Parklarda öpüşmeler, elleşmeler, sevişmeler… İyice dumanları tütmeye başlamış.
Bir gün kızı alıp sinemaya götürmüş. Gündüz süreyi, kimseler yok, en ön sırada birkaç birey, aralarda bir iki delikanlı… Bizimkiler en arkaya geçmişler. Işıklar sönünce oynayan filme aldırmadan birbirlerini okşamaya, öpüşmeye başlamışlar. Kızın üstünde pardesü varmış, başında örtü… Zevk aldıkça kız dağılmış, Kemal gömleğinin düğmelerini açmış beline kadar… İçinde sütyen yok azgının… Onsekiz yaşında daha… Ellenmemiş, koklanmamış, dipdiri… Yoğurup durmuş, eğilip taş gibi kocaman memelerini emmiş, eme eme morartmış kızın memelerini…
Eteğin altından bacaklarını okşamış, yukarıyalar kadar çıkmış, külodun üstünden amını mıncıklamaya başlamış. Kız kıpır kıpır, canı istiyor, koltukta kıvranıp duruyor zevkten… Suskunca, derinden inliyor. Sonunda kalçalarını kıvıra kıvıra Kemal ’e takviyeci olmuş, külodunu çıkartmış. Kemal de direnememiş, koltuktan alta kayıp kızın önüne kapanmış. Bacaklarını aralayıp amını yalamaya, klitorisini emmeye başlamış. Kızın elleri saçlarının arasında, ses çıkarmadan inliyor, saçlarını çekiştirip duruyormuş.
Meğerse, bunlar arka sırada suskunca bir hoş sevişip dururken, ön sıradan biri bunları fark edip kalkmış, suskunca yanlarına kadar gelmiş. Kız başını arkaya yatırmış, amını yalayan dilin zevkine vazgeçmiş kendini… Bir ara nasıl olduysa başını kaldırıp baktığında kendilerini izleyen adamı görmüş. Eli sikinde izliyor. Kızın baktığını görünce bir ön sıraya oturmuş, onun da filmle alakası yok, dönüp dönüp bakıyor.
Kemal ’in o sırada adamdan haberi yok, am yalamaya devam ediyor. Kız bir yandan zevkten kıvranıyor, bir yandan rezalet çıkmasın diye adamın izlemesine bir şey diyemiyor. Kemal ’in avuçları kızın memelerinde bir yandan… O memelerini yoğurdukça adam çıplak memelerini, bacaklarını, her yerini görüyormuş.
image
Sonunda Kemal yalamayı vazgeçip doğrulmuş, koltuğa oturmuş. Sikini çıkarmış, baston gibi pantolonun önünde sıvazlayıp duruyor. Fısıltıyla dilenmiş kıza,
-“Ne olur sevgilim, katlanamıyorum. Bunu içine al…”
-“Bakire olduğumu öğreniyorsun Kemal…” demiş kız. “Ancak oynaşabiliriz, her zamanki gibi…”
-“O zaman arkadan ver. Katlanamıyorum artık… Sikmem gerekli seni, anla beni… Sen de zevk alıyorsun işte, kabul et…” diye diye yumuşatmış kızı… Kız çekine çekine öndeki adama bakmış, film izliyor, onlarla ilgilenmiyor, razı olmuş,
-“Peki tamam…” demiş. “Ben de istiyorum, hem de çok istiyorum…”
Koltuğundan kalkmış. Eteğini, pardüsesinin eteğini kaldırmış. Kemal de kız kalkıp önüne dikilene kadar sikini bir hoş tükürükleyip nemlendirmiş. Kız suratı perdeye, sırtı Kemal ’e dönük, yavaş yavaş kucağına, taş gibi sikinin üstüne oturmuş. Dibine kadar girince bir vakit beklemiş, canının acısı geçince hafif hafif oturup kalkmaya başlamış.
image
Zevkten kapadığı gözlerini açınca bir de bakmış, ön sıradaki adam dönmüş, onu izliyor. Kemal ’in arkadan sarılıp mıncıkladığı memeleri, kasılıp duran karnı, hafif uzamaya başlayan amının kılları dahi alanda, adamın görüş açısında.. Adam da gözleri parlaya parlaya bu hoş manzarayı seyrediyor, sikini çıkarmış o da okşuyor izlerken…
Kız ne oluyor, önüne bak gibisinden işaret yapmış, adam da parmaklarını bitiştirip “çok hoş” işaretiyle yanıt vermiş. Çekinmeden izliyormuş onları… Kemal kızın artta kalmış, zevkten kendinden geçmiş zati, bir şey görecek hali yok. Kız sesini çıkarmaya kalksa kendisi yarı çıplak, yarağın üstüne oturmuş, inip kalkıyor. Hem rezalet çıkacak, hem Kemal kızıp vaka çıkaracak.
Naçar devam etmek zorunda kalmış. Adam onların sikişmesni izlerken oturup kalkmaya devam etmiş. Kemal ’in elleri kızın belinden yakalamış indirip kaldırırken adam da çaktırmadan elini uzatıp kızın memelerini okşuyormuş. Kız naçar bu davetsiz davetlinin okşamalarına ses çıkaramayınca cüretini çoğaldırmış adam…
Memelerini okşayan eller altlara inmiş, kasılıp duran karnını, kasıklarındaki tüyleri okşamış. Klitorisinin üstünde parmaklarını gezdirmiş. Kız kendinden geçiyormuş artık zevkten… Arka deliğinde Kemal ’in taş gibi siki, önünde amını okşayan hiç tanımadığı bir yabancının zevkten kıvrandıran parmakları…
image
O parmaklar klitorisini okşamayı vazgeçip am dudaklarında gezmeye, içine girmeye çalışmaya başlayınca eliyle adamın elini yakalayıp sürüklemiş, terslemiş. Başını iki yana sallayıp
-“Bakireyim ablavut…” diye terslemiş fısıltıyla… Adam hafif doğrulup sikini göstermiş ona… O da taş gibiymiş, yirmi santimden fazla, upuzun bir şeymiş elindeki sik… Sinemanın loş film ışığında bembeyaz parlıyormuş.
Elleriyle, dudak hareketleriyle bir hoş anlatmış ki, o da sikmek istiyor. Yoksa seslenip rezalet çıkaracakmış. İkisini de rezil edecekmiş herkese… Kız bakmış, adam ciddi, dediğini yapan türden… Naçar, başını yarım çevirip hareketlerini iyice süratlendirmiş olan sevgilisine fısıldamış, vaziyeti anlatmış,
-“Aşkım, önümüzdeki adam bizi, seviştiğimizi görmüş, o da istiyor. Yoksa haykırıp rezalet çıkaracak. Ne yapayım?”
Kemal bir şey diyememiş, boşalmak üzere, kıpırdayacak hali yok, kendinden geçmiş çocuk… Adam ön sıradan kalkıp yanlarına gelmiş, merakla bekliyor,
-”Ne istersen öyle yapalım aşkım, istiyorsan ona da ver.. Yeter ki rezil olmayalım. Ben çok makûsum. Geliyorum…” diyebilmiş.
-“Sahiden mi? Ona da vereyim mi? Senin yanında?” diye sormuş kız… Kemal yanıt dahi verememiş, o anda boşalmaya başlamış kızın götüne… Boşalırken dişlerinin arasından,
-“Ver, ver… Ona da ver…” diye tıslıyormuş.
Kız Kemal ’in kucağında, gözleri zevkten kısılmış, oğlan içine boşalırken elini yana atmış. Adamın sikini tutup okşamaya başlamış. Orgazmın şehvetiyle Kemal ’in siki göt deliğinde küçülürken, adamın sikini geliştirmiş, kocaman yapmış. Sevgilisinin kucağından yana eğilip adamın sikini bir hoş ağzına almış, yalaya yalaya nemlendirmiş. Kemal ’inkinden daha büyükmüş adamın siki…
image
Adam saçını yakalayıp kaldırmış, kucağına sürüklemiş. Az evvel içine boşalan spermlerden iyice kayganlaşan sikin üstüne oturmaya başlamış bu kere… Adam sikinin üstünde hoplatırken bir yandan memelerini avuçlayıp sıkıyormuş kürek gibi elleriyle… Sonra da yakalayıp önden amını okşamış. O amını okşarken Kemal de eğilip memelerini öpmüş, yalamış. Kız iki erkeğin arasında kıvrana kıvrana orgazm olurken, bu kere yabancının dölleri fışkırmaya başlamış içine…
Sonunda film bitmeden onlar bitmişler. Utanç içinde külodunu alıp götünden akan dölleri silmiş, arınmış kız.. Sonra da külodunu adamın kucağına vazgeçip kaçarcasına çıkmışlar sinemadan…
İşte böyle karıcım…
Kemal alkol sofrasında hepimize böyle uzun uzun anlatınca ben de azdım, sana onun için saldırdım. Bizimki bir vakit daha o kızla sevişmiş, evlenmeye hedefliymiş, ama askere gidince kız başkasıyla evlenmiş. Tadı damağında kalmış.
Öyle hoş, öyle taş gibi kızmış ki… Her ayrıntısını anlattı kızın… Neler yaptıklarını, nerelerde seviştiklerini… Hatta sağ kalçasında bir yara izi olduğunu dahi söyledi… Ben de bunu dinleyince merak ettim, sıkıştırdım, semtini, kızın ismini bildim…”
Buz kesilmiştim kocam anlatmasının sonuna geldiğinde… Başlarken hoş bir seks serüveni dinlemenin arzusuyla neşe içinde ve merakla dinliyordum. Ama Kemal ’in ismini dinleyince, hele sinema serüveni başladığında tanıdık gelmeye başlayan ve anılarımı canlandıran sahneler artık öykü olmaktan çıkmıştı.
Kocamın anlattığı azgın, sikişken kız benden başkası değildi. O adsız kız, sevgilisine, sevgilisinin yanında tanımadığı bir yabancıya kendini götünden siktiren kız bendim. Kulaklarıma inanamıyordum. Şu koca şehirde bunca sevişen, kaçamak yapan, sikişen insan varken, kocam benim öykümü bana anlatıyordu. Böyle bir rastla artık mucizevi ötesiydi.
Bir şey söylemeye korkuyordum. Belki… Belki böyle kalırdı her şey… Daha Önceki bir gönül serüveni, gençliğin verdiği ateşle yaşanan seks öyküsü saklandığı yerde, geçmişin sisleri arasında kalırdı. Fakat sona doğru alegorili çıkmaya başlayan sesiyle kalçamdaki yara izinden bahsedince kocam, kavradım ki, kaçışım yok. Öğreniyordu.
-“Sormayacak mısın kızın ismini aşkım?” dedi.
Yanıt veremedim. Sustum. Başım kocamın çıplak göğsünde, suratına bakamıyordum. Çenemden yakalayıp suratımı kendine çevirdi. Gözlerimde yaşlar vardı, gözlerimi kaçırmaya çalışıyordum kocamdan…
-“Kızın ismi Gül imiş…” dedi gözleri gözlerimde… “Gül…”
Yaşlar yanaklarımdan akmaya başladı.
-“Oradaki herkesin içinde ballandıra ballandıra seni nasıl siktiğini anlattı Kemal… Hem kendisinin, hem de kendi yanında yabancı birine nasıl siktirdiğini… Ama seniyi evlendiğimi öğrenmiyordu. Öğrenmeden bana boynuz taktığından haberi yoktu. Öyle anlattı ki, herkesin siki kalktı senin yaptıklarını dinleyince… Benim de… Neden ağlıyorsun Gül?”
-“Çok utanıyorum kocacım… Suratına bakamıyorum. Ne yapacaksın şimdi?” diyebildim gözyaşlarımın arasında… Güldü…
-“Çılgın… Vazgeç ağlamayı… Kemal anlattıkça öyle zevk aldım ki… Hele anlattığı kızın sen olduğunu dinleyince zevkim daha da arkasıydı. Onlara arkadan vermişsin. Beni geldiğini öğreniyorum ki bakireydin. Gerisinin ehemmiyeti yok aşkım. Şimdi seni daha çok seviyorum. Ama bana sarihçe söyle karıcım. Yalnızca Kemal mi, başkaları da var mıydı?”
-“Ne yapacaksın? Beni boşayacak mısın?”
image
-“Hayır bir tanem, hoşum, baş tacı yapacağım. Ama artık seks yaşantımız daha hür olacak. Öyle kural filan istemiyorum. Ben ne dersem, ne istersem kabul edeceksin, üstelik zevk alarak yapacaksın istediklerimi…”
Sımsıkı sarılıp dudaklarından öptüm kocamı… Memelerim göğsünde eziliyordu. Kıllı bacaklarının üstüne bir bacağımı atmıştım, açılan am dudaklarım onun kıllı derisine sürtünüyordu.
-“Seninim aşkım…” dedim. “Seni çok seviyorum, sen ne istersen onu yaparım. Benim kavrayışlı kocam…”
-“Ben de senden hoşlanıyorum karıcım…”
-“Emin ol, evlendikten sonra senden başka kimseyle birlikte olmadım. Seni hiç kandırmadım.” Parmağımın ucuyla alnını okşayıp gülümsedim. “Senin dediğin gibi, boynuz takmadım sana…”
-“Ben evlenmeden evvel takmışım boynuzu karıcım… Hadi, şimdi söyle bakalım, başka sikenler de oldu mu seni?” Yanıt vermedim evvel… Tartmak ister gibi süzdüm onu… Üsteledi konuşmam için…
-“Üç dört birey daha vardı işte…”
-“Oo, sıradan iyiymişsin, nerdeyse benim kadar süratliymişsin. Hadi ayrıntı ver bana azıcık…”
-“Bir tanesi komşu çocuktu. Bizim Kemal ’le çıktığımızı bilmiş, bir kezinde takip edip seviştiğimizi görmüş. Şantaj yaptı, vermezsem o da semte yayacaktı. Naçar ona da vermek zorunda kaldım. Annemlerin olmadığı bir gün konuta aldım. Annemlerin yatağında seviştik…”
image
-“İyi yapmışsın vermekle aşkım, ismin orospuya çıkardı yoksa semtte…”
-“Tuhafiyeci vardı bir de… Kemal’i kendime bağlamak için fantazi, dekolte iç çamaşırları alıyordum ondan… Asılmaya başladı. İstediğimi parasız vereceğini söyledi. Tek koşulu aldığım çamaşırları üstümde görmekmiş. Ben de gösterdim. Bir de o becerdi beni dükkanın artta… Alıcı gelmesin diye kapıyı kapattı gündüz süreyi… Arkaya yatak koymuş. Orda seviştik…
O çok makûstu. Ben o daracık yerde körpe bedenime seksi çamaşırları, jartiyerleri giydikçe adam tahrik oluyor, bana saldırıyordu…”
Gözümün önüne geldi o yaşadığım günler, ürpererek kocamın çıplak vücuduna sarıldım.
-“Sonra? Daha başka?”
-“Biri daha vardı. Kemal askere gidiverince ben yalnız, afallamış kalmıştım. Evvel sevgiyle yaklaştı, öneride bulundu, çıkmaya başladık. İkinci çıkışımızda daha ben ısınmadan güçle tecavüz etmeye kalktı. Etti de… Güçle… Arkamdan… Yırtarcasına… O gün vazgeçtim onu… En sonunda annenler istemeye geldi beni, ben de ne olursa olsun diye kabul edip seninle evlendim işte…”
-“İyi ki beni seçmişsin aşkım…” diyerek sımsıkı sarıldı bana…
image
Sırt üstü çevirip bacaklarımın arasına girdi. Sikini bir atakta amıma gömdü. Deli gibi gidip gelmeye, pompalamaya başladı beni… Yorulunca kaldırıp yatağın kenarıında domalttı. Ayakta dururken arkamdan amıma girdi. Taş gibi sikini amıma sokup çıkarırken parmağını nemlendirip göt deliğime soktu. İkisini de içimde hareket ettiriyor, beni şehvetten kıvrandırıyor, haykırdırtıyordu. O da soluk soluğa gidip kazançken dişlerinin arasından homurdanıyordu.
-“Ohhh… Karıcığımın hoş götünü sikmiş Kemal ibnesi… Hem kendi sikmiş, hem başkasına siktirmiş. Ben de siktiricem seni karıcım… Yalnız götünden değil, amından da siktiricem seni… Ohhhhh….”
-“Siktir kocacım… Siktir aşkım… Götümü de, amımı da siktir… Ahhh…. Yeter ki beni vazgeçme… Kemal gibi yap sen de… Gözünün önünde siktir beni başkalarına… Onlarla birlikte sikin beni… Hem kendin zevk al, hem de bana zevk ver… Oooohhhh…”
Söylediğim şeyler kudurttu kocamı, çıldırttı. Amımdan çıkarıp götüme soktu sikini… Bir öne, bir arkaya soktu… Her iki deliğimden de sikti beni kudurmuşcasına… Gidip geldi.
Ben amımın diplerine vuran sikinin verdiği zevke sabredemeyip orgazm olmaya başladığımda kocam da sımsıkı belime sarılıp boşalmaya, döllerini bağırarak içime boşaltmaya başladı.
Sonunda fırtına dinip tekerrür kocamın kollarında anadan üryan uyurken öğreniyordum ki, artık mazbut, miktarlı seks yaşantımız bitmişti. Bizi farklı, yeni bir yaşam stili bekliyordu.